12 Ağustos 2012 Pazar

akciğer zarına hava girmesi


Akciğer zarına hava girmesi, Akciğer zarının hemen altında içi hava dolu kabarcılar yada kesecikler yaparak iyileşir, bunların yırtılması akciğer zarı boşluğuna hava kaçmasına neden olur.Hava dolu kesecikler genellikle akciğerin tepe bölgesinde yer alır ve bazen ceviz büyüklüğüne ula??r. Eskiden bütün olgular doğrudan doğruya vereme ba?lanırken günümüzde vere­min bazı durumlarda ve dolaylı bir rol oynadı?? düşünülmektedir. Sert ba?doku ve amfizem bülleri (hava dolu kabar­cık) oluşumuyla uzun sürede iyileşen orta a??rlıktaki verem olgularında akci­ğer yırtılması görülebilir.   Ayrıca küçük bronılar düzeyinde geli?erek soluk alırken hava girişine izin veren, ama soluk verirken çık??? engelleyen bir kapak gibi çalışırlar. Bölgede önce aşırı bir gerilme, ardından keseci?in çeperin­de incelme ve en sonunda da yırtılma gözlenir.Bu tür sert ba?doku oluşumu verem­den başka pnömokok enfeksiyonlarında ve frengide de gözlenir.Özellikle yenidoğanlarda ve küçük çocuklarda gelişen akciğer zarında ken­dili?inden hava birikimi doğumsal etkenlere ba?lanm??tır. Bu durumda akci­ğer zarının ve akciğerin tam gelişmemiş olması bazı bölgelerin görece dirençsiz kalmasına yol açar.Hastalık genellikle 20-30 ya?ları arasında ortaya çıkar ve bu nedenle bazen gençlik pnömotoraksı adıyla anılır. Hastalığın oluşumunda hava dolu keseciklerin gelişimi kadar bunların patlamasına yol açan etkenler de önemlidir; fiziksel güç harcama, heyecan, ök­sürük nöbetleri, hafif göğüs yaralanma­ları patlamaya neden olabilir. Kendili?inden pnömotoraks, sönmesine neden olduğu akciğer dokusunun genişli?ine göre sın?flandırılır. Pnömo­toraks tamsa, yani hava bütün göğüs boşluğunu doldurursa, akciğer zar?  kat­manları tümüyle birbirinden ayrılır. Ke­se oluşturan hava birikimindeyse hava akciğer zan katman? arasındaki yap???k­lıklarla sınırlanm??tır. Bu olasılık hasta­nın geçmi?inde bir akciğer,  akciğer zarı hastalığının bulunmaması durumunda çok dü?üktür. Akciğer zar?  boşluğunda toplanan hava akciğerin göbek (hilus) bölgesine kadar büzülmesine neden olur. Topla­nan hava çok fazlaysa akciğer tümüyle söner; karşı tarafa doğru itilen mediyas­tinin arkasına doğru büzü?ür. Pnömotoraks akciğer zan boşluğundaki basıncın durumuna göre de çeşitli tiplere ayrılır:
Kapal? pnömotoraks. Hava akciğer zan boşluğuna dolmaya ba?layınca, zar ve akciğerdeki giri? deli?i kendiliğin­den kapanır. Bu durumda bo?luktaki ha­va hemen geri emilmeye ba?lar.
Açık pnömotoraks. Akciğer zan ile akciğer arasında açık kalan giri? deli?i havanın bo?lu?a girip çıkmasın? sa?­lar.
Kapakl? pnömotoraks ya da basınç pnömotoraks?. Akciğer ve akciğer zan arasında oluşan kanalda yapay bir ka­pakçık sistemi gelişir ve soluk alırken akciğer zan boşluğuna hava girmesine izin verirken, soluk vermede hava çık???n? engeller. Bu koşullarda akciğerler çok yüksek bir basınç altında çöker ve zamanında cerrahi giri?im yapılamazsa hastalık ölüme yol açar. Akciğerdeki ve akciğer zar?  iç katmanındaki hava dolu keseciklerin yırtıl­ması sonucunda zar boşluğunda kanlı bir sıvı birikir. S?v? birikimi belirgin bir düzeye ula?t???nda akciğer zan bo?lu­?unda hava ve kan birikiminden (hemopnömotoraks) söz edilir; bu hastalık çok a??r gidi?li olabilir.Pnömotoraks dinlenme sırasında ya da hafif bir zorlanmadan sonra da orta­ya çıkabilir. Hastalığın başlangıcında genellikle ilgili göğüs yanında ?iddet­li, delici bir aın duyulur ve nefes darl?­?? ortaya çıkar. Bununla birlikte bütü­nüyle belirtisiz gelişen sessiz olgular da vardır. Bazen de akut solunum yetmez­li?i belirtileri görülür. Hastada ba?lan­gıç döneminde nefes darlığı, morarma ve huzursuzluk, ardından da koma du­rumu gelişebilir. Tanıya akciğer filmiyle varılır. Filmlerde akciğerin hava birikimi sonu­cunda normal biçimini yitirdi?i, çöke­rek akciğer göbe?ine doğru büzü?tü?ü ve karşı tarafa doğru itildi?i görülebilir. Bazı olgularda akciğer ile akciğer zarı arasında hava giri? kanalı (fistül) oluşmasına yol açan gaz dolu kesecikler ko­layca saptanabilir. Herhangi bir hastalığa ba?l? olmayan ve kendiliğinden gelişen pnömoto­raks genellikle özel bir giri?im yapıl­maksızın yatakta kesin dinlenmeyle iyi­le?ir. Buna karşılık açık ya da kapakl? pnömotorakslar kronikle?ebilece?inden acil giri?im gerektirir. Pnömotoraks has­taların yüzde 10-20’sinde kolayca yineleyebilen bir hastalıktır. Yinelenme, bir­birine yakın konumlu hava dolu çok sa­yıda keseci?in iki yanl? ve üzüm salkım? gibi yerleşmiş olmasından kaynaklanır. Hastalık birçok kez de yineleyebilir; ay­n? hastada 20 kez yinelendi?ine rastlan­m??tır. Yinelenme aynı yanda (tek yanl? yineleyici pnömotoraks) ya da dönü­?ümlü olarak iki yanda da (dönüşümlü yineleyici pnömotoraks) olabilir.
?kincil pnömotoraks
Akciğerde ya da çevre organlarda doku yıkımına yol açan hastalıkların bir sonucu olarak gelişebilir. Akciğer zar?  iç katmanında yırtılmaya yol açabilen bu hastalıkların ba?lıcaları akciğer veremi, akciğer apsesi, bronşektazi, akciğer tü­mörleri, akciğer enfarktüsü ve ekinokok kistleridir. Eskiden verem en sık görülen nedenken günümüzde etkili an­tibiyotik tedavisinden sonra bu önemini yitirmi?tir.
?kincil pnömotoraks sonrasında ak­ci?er zar?  iltihabı ve ardından da ampiyem gelişebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder