12 Ağustos 2012 Pazar

çocuklarda hipotiroidizm


Çocukluk hipotiroidizmi
Çocuklukta en sık görülen hormon has­talıklarından biridir. Eri?kinlerde hipertiroidizm daha sık görülürken, çocuk­larda durum tam tersi hipotiroidizm daha sık görülür.
Nedenleri
Tiroit bezi aplazisi ya da hipoplazisi, yani tiroitin yokluğu ya da yetersiz gelişmesi, embriyon evresindeki bir bo­zukluktan kaynaklanır. Çocukluk hipotiroidizmine neden olan bu bozukluklar çocukluk miksödemi ya da yaygın ve kalıtsal olmayan kretinizm biçiminde ortaya çıkar.
Hipotiroidizm dölyata??nda süren yaşamda annenin hormonları ile dengelendi?inden, yenidoğanda anormal bir belirti görülmeyebilir.
Yaygm olmayan kretinizmden farklı özellikler taşıyan bölgesel kretinizm, öncelikle guatrın sık rastlandı?? da?lık bölgelerde görülür. Dölütsel yaşam sırasındaki bozukluklara bağlı olarak ço­cu?un tiroit bezinde ve genel olarak vü­cudunda dönüşü olmayan bozukluklar ortaya çıkar. Bunların ba?lıcaları orant?­sız cücelik ve zekâ gerili?idir. Orantısız cücelikte söz konusu olan, vücuda göre kol ve bacakların kısa ve çelimsiz kal­masıdır. Çocukluk hipotiroidizminin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Olası nedenler arasında iyot eksikliği ve anne ya da dölütte tiroit hormonları­nın yetmezliği gibi dölütün gelişimini engelleyen unsurların yanı sıra hipofizden salınarak tiroiti uyaran tirotropin (TSH) adl? hormonun anne kanında yüksek düzeyde bulunması da gösterilmektedir. Ortamda yeterince TSH bu­lundu?u için dinlenme durumunda ka­lan dölüt hipofiz?, doğumdan sonra tiro­iti yeterince uyaramayacak ölçüde körelebilir.
Belirtileri
Tiroit hormonlarının yokluğu ya da ye­tersizli?i, doğumu izleyen ilk 2-3 ay içinde belirti vermeye ba?lar. Bebek çok sakindir ve çok uyur. Genellikle kabız­lık çeker. Daha sonra ruhsal ve bedensel gelişimdeki bozukluklarla birlikte hasta­lık a??rla??r. Ba? büyük, yüz geniş, alın dar, dil büyük ve diş gelişimi yava?tır. Çocuk genel olarak şişman ve tıknaz görünür. Kol ve bacakları kısadır.
Büyüme ça??nda kemik ve zekâ ge­li?iminde belirgin bir yava?lama görü­lür. Kalp büyümü?, bazal metabolizma iyice dü?mü?tür. Kandaki kolesterol ve lipit düzeyleri yüksek, tiroit hormonları düzeyi dü?üktür. Radyoaktif iyot ?zotoplarıyla yapılan testlerde tiroitin iyot tutma yetene?inin de azald??? görülür.
Bölgesel kretinizmde orantısız cüce­li?e zekâ gerili?i eşlik eder. Bu hasta­larda yüz yuvarlak, kafatası basık (bra­kisefal), boy kısa, kas dokusu yetersiz geli?mi?, deri genellikle san, üreme or­ganları küçük kalm??tır (hipogonadizm). Guatr görülebilir. Hastalar ge­nellikle sakindir, korunmaya gereksi­nimleri vardır ve dostlu?a e?ilimlidir­ler. Bellekleri ve duygusal tepkileri za­yıftır. Birço?u sa??r ve dilsizdir. Uzun süre yaşayabilirler.
Yaygın olmayan kretinizmde, sürekli yüksek dozda tiroit hormonları verilir. Hasta yaşamının ilk aylarında uygun bi­çimde tedavi edilirse iyi sonuçlar elde edilebilir.
Bölgesel kretinizmde ortaya çıkan guatr, solunumu engelliyorsa cerrahi girişimle alınmalıdır. Kanda yetersiz bu­lunan tiroit hormonlarının d??ardan ve­rilmesi gerekir. Ama bu tedavi dölütün gelişimi sırasında ortaya çıkan bozuk­lukları düzeltemez. Hastalığın yaygın olduğu bölgelerde düzenli biçimde uy­gulanan iyot tedavisinin iyi sonuçlar verdiği ileri sürülmü?tür.Hipotiroidizmin temel nedeni, tiroit be­zinde ortaya çıkan yıkıma bağlı olarak tiîoit hormonlarının yetersiz üretilmesi­dir. Bu durum tiroitin önemli bir bölümünü yıkıma u?ratan hastalıklardan sonra ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar arada tümörler, frengi, verem ve irin oluşumuna yol açan enfeksiyonlar gibi bakteri kökenli tiroit iltihaplan sayılabi­lir. Vücudun tiroit bezine karşı belirsiz bir nedenle oluşturdu?u özantikorlar da yol açtıkları iltihaplarla tiroit hücreleri­ni yıkıma u?ratabilir.
Dev hücreli tiroidit (Quervain tiroiditi), tiroiti tahta gibi sertleştiren Riedel tiroiditi ve Ho?imato tiroiditi (Ho?imato hastalığı) iyi bilinen tiroit iltihabı tip­leridir.
Hipotiroidizm için her zaman tiroit bezinin yıkıma u?raması gerekmez. Be­zin işlevsel durumunda bir sorun bulun­mamasına kar??n, yeterince uyanlma-ması nedeniyle de çalışması yava?lar. Bu bozukluk tiroitten de?il, tiroitin ça­l??masın? düzenleyen öbür organlardan kaynaklanır. Örneğin hipofizin tiroiti uyaran tirotropini yeterince salgılama­ması tiroit hormonları üretimini azaltır. Hipotalamus kaynakl? tirotropin serbestleştirici hormonun (TRF) az salgı­lanması da aym sonucu do?urur. Gü­nümüzde tiroit hormonları ve kandaki TSH düzeyi çok duyarlı biçimde ölçü­lebilmekte, bu sayede tan?  daha doğru olarak konabilmektedir.
Tiroit bezi hipertiroidizm tedavisi sırasında işlevlerini yeterince yerine getiremeyece?i bir duruma gelebilir. Bu durum cerrahi girişimle tiroit bezinin büyük ölçüde çıkarılmas?, verilen rad­yoaktif iyot izotopları sonucu a?ın yıkıma u?raması ya da kullanılan ilaçlarla etkinli?inin iyice azalması sonucu gelişebilir. Ortaya çıkan hipotiroidizm ge­çici ya da kalıcı olabilir.
Tedavi
Hipertiroidizm günümüzde artık büyük ölçüde tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavi yöntemlerinin bilinmediği dö­nemlerde kalbin giderek zayıf düşmesi bu hastalığın ölümle sonuçlanmasına yol aç?yordu. Bu tehlikeli durum artık kullanıma giren yapay olarak iyotlandırılm?? proteinler, en etkin tiroit hormo­nu olan triiyodotironinin (T3) yapay yollarla bire?imlenmesi ve hayvanlar­dan elde edilen kuru tiroit özütleri saye­sinde ortadan kalkm??tır. Böylece hipotiroidizm hastası ileri yaşlara de?in sa?­lıkl? bir biçimde yaşamaktadır.
Önemli olan tedaviye erken ba?la­maktır. Erken tedavi giri?imi tiroit hormonlarının eksikliğine çok duyarlı olan beyin ba?ta olmak üzere çeşitli organ­larda geriye dönüşsüz bozuklukların or­taya çıkmasın? engelleyebilir.
Hafif seyreden hipotiroidizm özel­likle vücutta hormon gereksiniminin geçici olarak arttığı bir duruma ba?lıy­sa kendiliğinden gerileyebilir. Ama hipotiroidizm tiroit hormonuna olan ge­reksinimin artmasına ba?l? de?ilse ve uygun tedavi görmezse giderek a??rla?an geriye dönüşsüz bozukluklara yol açar.
Tedavi kural olarak düşük dozlarla ba?lar. Günde 25-50 mikrogram yapay hormon (T4) verilir. Daha sonra günlük doz, en uygun düzeye ula?ana kadar artırılır.
Uygulamada gerekli doz, elde edilen etkiler değerlendirilerek ayarlanır. Tiro­it hormonlarının metabolizma üzerin­deki etkisi yavaş ortaya çıktığından gerekli düzenlemeler için en az iki hafta kadar beklenir.
Bu geleneksel tedavi yaklaşımı yan etkileri önlemeyi ya da azaltmay? amaçlar. Özellikle ya?l? ya da kalp hastalığı olan kişilere önerilir. Gençle­re ve başka hastalığı olmayanlara gün­de 50-100 mikrogram gibi yüksek doz­lar verilebilir. Bu dozlarla kanda gerek­li tiroit hormonu düzeyine yalan de?er­ler elde edilir.
En uygun hormon dozu, her hastada klinik belirtilere ve kanda tiroit hormonları düzeyine göre saptanır. Özel­likle TSH düzeyi, uygulanacak dozun belirlenmesinde çok yararlıdır. Önce­den belirtildi?i gibi bu hormon hipofız tarafından üretilir ve tiroit hormonları­nın kandaki düzeyi azalınca daha çok salınarak tiroiti uyarır. Yüksek TSH dü­zeyleri, eksikliği giderme tedavisinin yetersiz kald???m, tersi bir durum ise verilen tiroit hormonunun fazla geldiğini gösterir.
Tiroit hormonuna gereksinim ergen­lik ça??nda belirgin biçimde artarken ya?lılıkta giderek azalır. Bu nedenle dozlar ergenlikte yüksek, ya?lılıkta dü­?ük tutulmalıdır. Ya?lı hastalarda ve anjina pektoris gibi yakınmaları olanlarda tedaviye kalbin oksijen gereksinimini azaltan ilaçlar, Örneğin bir beta engelleyici (yaygın adı beta bloker, tam adı be­ta adrenerjik alıcıları engelleyici etken) eklemek uygundur. Bu tür ilaçlar özel­likle kalp kası hücrelerinde ve damarla­rın düz kas liflerinde bulunan beta alıc?­ların adrenalinle uyarılmasın? bir ölçüde engeller. Böylece metabolizma etkinli­?ini hızlandırarak oksijen gereksinimini artıran tiroit tedavisinin ya?lılardaki daralm?? koroner damarları tehlikeli bi­çimde zorlaması önlenir.
Tiroit ilaçlarıyla tedavi genellikle ömür boyu sürer. Tiroit ender olarak ye­terli hormon üretecek düzeye ula??r. Bu olasılık yalnız hafif seyreden hipotiroidizm olguları için söz konusudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder